Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

20 Kasım Çocuk Hakları Günü

      Bir çocuğun aslî ihtiyaçlarından sonra en büyük hakkı SEVGİ dir.    Müfred  

Yolculuk Nereye?

Bazen kolay görünen yol, daha zordur. Müfred

Huzur

      Düzelme imkânı olmayan ve bize acı çektiren olayları yok saymak ve böylece hayalî bir mutluluk yaratmak yerine, bu olayları kabullenmek insanı daha huzurlu kılar. Kemal Sayar (BİRAZ YAĞMUR KİMSEYİ İNCİTMEZ)

Mûcize

    Sen bir mü'minin Peygamberinden mûcize talep ettiğini hiç işittin mi?   Mûcizeyi ancak kâfîrler ve inkârcılar isterler. (MEKTÛBAT-I İMAM-I RABBÂNÎ)  

9 Kasım Dünya Çocuk Kitapları Haftası

9 Kasım'dan itibaren Dünya Çocuk Kitapları Haftasıymış.     Bol kitaplı günler temennisiyle...

Rastgele İsteyenlere Yardım Edilmeli Mi?

      Mensuplarına daima ihsan ve ikramda bulunmayı emreden dinimiz, bu yardımların gelişigüzel değil, ehil olanlara yapılmasını emretmektedir!   Kefalet ve felâket gibi mücbir sebep olmadıkça yahut fâkirliği üç kavi mü'minle işhad edilmedikçe dilenilmeyeceği gibi, bunları isbat etmeyenlere de zekât, fıtra ve teberrüen yardım yapılamaz.   Müslümanlar ne olduklarını bilmedikleri kimselere yardım etmemekle mesul olmazlar. Gerçi Duha Sûresinde «saili sakın azarlama» buyrulur. Ama bundan «her isteyen» manası çıkmaz. İstemeye şer'i şerifin cevaz verdiği kimseyi demek olur. Zaten şer'an dilenmeye ehil olmayan kimsenin istemesi haram olduğuna göre, böylesine vermek haram bir fiile rıza göstermek olur. Ayrıca rast gele yapılan bu yardımlar, cemiyette tembel sayısını arttırır. Böylece şuursuz yapılan yardım ve bağışlar ne dinimize yarar ne de dünyamıza. Osman Karaçöğür (İSLAM'DA TİCARİ AHLAK VE RIZIK MESELESİ)

Yıl 644 Bugün Hz. Ömer Efendimizin Şehâdeti (Radıyallâhü Anh)

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Allâhım! İslâm'ı Ömer ile yahud Ebû Cehil ile aziz kıl" diye dua etti. Allâhü Teâlâ duasını Ömer hakkında kabul etti. Hazreti Ömer'in İslâm'ı kabul etmesiyle Müslümanlar kırk kişi oldular. Müslümanlar Kâbe-i Muazzama'ya gidip orada ilk defa cemaatle namaz kıldılar. Onun Müslüman olması, adeta bir fetih oldu. Hazreti Ömer; Peygamber Efendimizi (s.a.v.) anasından babasından, çoluk çocuğundan ve hatta kendi nefsinden daha çok sevecek kadar imanı kâmil; kendi oğluna had cezası tatbik edecek kadar âdil; devesine, kölesiyle nöbetleşe binecek kadar mütevazı; yeni Müslüman olduğu ve Müslümanların sayıca çok az olduğu bir zamanda müşriklere meydan okuyacak kadar cesur; şeytanları bile korkutup kaçıracak kadar şecaatli idi. Hazreti Ömer; Hazreti Ebû Bekir'den sonra on yıl Halife oldu. Altmış üç yıl yaşadı. Ebû Lü'lü' adında Hristiyan bir köle tarafından sabah namazında iken, bıçak ile altı yerinden vurularak şehîd oldu. Peyg

Tarih

  Tarih yazan bîtaraflıktır; taraftarlığın yazdığı tarih, tarih değil masaldır. Şemseddin Såmi ( EMSAL )

Sürme

  İbn-i Abbâs radıyallâhü anhümâ'dan rivayet olundu, o dedi ki: "Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu. "İsmid ile sürme çekiniz. Zira ismid ile sürme çekmek, göze cila verir ve kirpik bitirir." İbn-i Abbâs radıyallâhü anhümâ sonra dedi ki: "Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem'in bir sürme kabı vardı. Her gece üç defa sağ, üç defa da sol gözüne sürme çekerdi." İbn-i Abbâs radıyallâhü anhümâ'dan şöyle dediği rivayet olundu: "Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem 'Muhakkak ki sizin en hayırlı sürmeniz, ismiddir. O, gözleri cilalar ve kirpik bitirir.' buyurdular." Not: İsmid, kırmızıya meyilli siyah bir taştır ki Hicaz'da çok bulunur. En iyisi İsfehan'dan çıkarılandır. Bu sebeple bazıları ismide, İsfehan sürmesi demişlerdir. İsmidin bazı faydaları vardır: Gözden yaş akmasını keser, gözde olan yaraları iyileştirir, gözdeki damarlara kuvvet verir, gözün sıhhatini muhafaza eder, göze

Kıyamet Günü

      "Kıyamet gününde güneş insanların tepesinde olacaktır. Amelleri onları gölgeler veya güneşin altında bırakır." Ebû Mûsa el-Eş’arî (r.a.) (HİLYETU'L EVLİYÂ)  

Ortak

    Bir adam zâhiren ne kadar iyi görünürse görünsün; alçakları ve vicdansızları tanıdığı halde onları arkadaş edinirse, ahlâksızlıkta ortak kabul edilir.   İmam Şâfi hazretleri (rah.)    

Müstesnâ

Yabancı bir şehirde dolaşırken zihnimiz hemen bildik imgeleri yoklar. Aa, bu Selanik ne kadar da İzmir’e benziyordur. Benzerlikleri bulmak sanırım insanda emniyet uyandırıyor, öte yanda farklılık, tehdit edici olarak algılanabiliyor. Oysa bir insanı biricik ve müstesna kılan tarafı, onun başkalarına olan benzerliği değil, onlardan ayrışan, farklılaşan taraflarıdır. Kemal Sayar (BİRAZ YAĞMUR KİMSEYİ İNCİTMEZ)    

Ey İmân Edenler!

    “Allah «Ey iman edenler...» dediğinde, senden bahsedilmesini istiyorsan, kulaklarını aç. Muhakkak Allah ya bir iyilik emrediyor ya da bir kötülük yasaklıyordur.”     Abdullah b. Mes'ûd (r.a.) (HİLYETU'L EVLİYÂ)

Cömertlik

     Hz. Ali’ye (k.v.): "Cömertlik nedir?" diye sormuşlar. Cevap vermiş: "İstemeksizin kendiliğinden yapılan iyilik cömertliktir. İstedikten sonra verilen utanmadır, cömertlik değildir. Çünkü isteyici istemeseydi vermeyecekti! Ne yapsın ki istedi, utandırdı.     (YÜCE HEDEFLER KİTABI)    

İhlâs

  Sehl-i Tüsteri Hazretlerine;  "Hangi şey nefse ağır gelir?" diye soruldu. Buyurdular ki; "İhlâs, çünkü ihlâsta nefis için hiçbir nasip yoktur.   (SOHBETLER 2)    

Aynı Yer, Ama Neden?

  İki farklı arı aynı yerden gıda alır. Birinden bal çıkar diğerinden zehir... İki cins ceylân aynı yerden su içerler. Aynı ottan yerler. Birinden misk, diğerinden pislik çıkar. İki kamış bir sudan (ve sazlıktan) beslenir. Birinde şeker ve tat vardır. Diğeri de boş bir kamıştır. (Mesnevî-i Manevî-i Şerif)     (RÛHU'L BEYÂN TEFSİRİ)        

Taam

    Ahmed b. Hanbel (rah.) ile Yahya b. Maîn arasında uzun ve samimi bir sohbet devam ederken, Ahmed b. Hanbel birdenbire Yahya b. Maîn'den yüz çevirdi. Sebebi, Yahya b. Maîn: «Kimseden bir şey istemem, fakat istemeden şeytan da verirse, onu yerim.» sözü olmuştur. Bunun üzerine Yahya b. Maîn: «Ben şaka söyledim», diyerek Ahmed b. Hanbel'den özür dilemiştir. Ahmed b. Hanbel: «Dîn ile şaka olmaz, yemeğin, dînden olduğunu bilmiyor musun? Allahü Teâlâ onu sâlih amel üzerine takdim ederek: «Helâl ve temiz olandan yeyin ve sâlih amel işleyin» (23 - Mü'minûn: 51) buyurmadı mı? dedi. (İHYÂU ULUMİD-DÎN)

Dindarlık

    Dindarlığın dahi zemininin sarsıldığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Bizatihi dindar olmak veya dindar görünmek insanlara ahlaki bir aidiyet hissi sağlamıyor. Dindarlığın kendisi insanları hayasızlıktan, çalıp çırpmaktan, torpilli ihale alımlarından korumuyor, koruyamıyor. Herkeste, her şeyde bir yersiz yurtsuzluk... Kemal Sayar (KALBİN DİRENİŞİ)

İyiliği Emredip Kötülükten Sakındırmak

    Süfyan es-Sevrî (rah.) önceleri sokağa çıkarak iyiliği emreder kötülükten de sakındırırken sonraları bu işi bırakır. Kendisine bunun sebebi sorulduğunda şu cevabı verir: "Dinde bir gedik açılmıştı onu kapatmaya çalışıyorduk, şimdi ise deniz taştı. Artık onun önüne kim bent vurabilir?" İmam Abdülvehhab Şârânî (rah.) (TENBİHÜ'L MUĞTERRÎN)    

Hayatın En Önemli Kararlarından Biri

    İnsan alışveriş yaparken bile düşünür, ölçüp biçer. Bir eşya alırken gösterilen özenin, hayatın en önemli kararlarından biri verilirken gösterilmemesi, evliliği şansa bırakmaktan başka bir şey değildir. Nevzat Tarhan (EVLİLİK PSİKOLOJİSİ)  

Gerçek Dost

      Gerçek dost, arkadaşının ayıbını gördüğü zaman ihtar eder, fakat ifşa etmez.   Arkadaşının ayıbını kendine gizlice ihtar edersen nasihat etmiş, açıkça söylersen ifşa etmiş olursun.     İmam Şâfi hazretleri (rah.)    

22 Eylül 1520 Yavuz Sultan Selim Han'ın Vefâtı

Yavuz Sultan Selim Han devlet işlerinde kat'i programla hareket ederdi. Herhangi bir devlet işini kesin olarak meydana koymadan evvel vezirlerin ve sair alâkadarların mütalâalarından istifade eder ve günlerce düşünür, vermiş olduğu karardan da asla geri dönmezdi. Zekası, azim ve irade kudreti, uzak görüşlülüğü sayesinde her türlü tehlikeyi bertaraf etmeyi bilmişti. Sert mizacına rağmen çok yumuşak kalpliydi. Kendisine muhalif söylenen açık sözleri dinler ve hatası varsa kabul ederdi. Meclislerinde edib ve şairler hazır bulunur, ilmî ve edebî sohbeder yapılırdı. Gösterişten hoşlanmayan Yavuz, her türlü israf ve debdebeye karşıydı. Sadeliği sever, "mücevveze" denilen başlık yerine kendi adıyla anılan "selîmî" kavuk giyerdi. Niçin böyle giyindiği sorulduğunda "vezirlerin ve beylerin süslü giyinmeleri, padişahlarına saygıdan ileri gelir. Biz kime şirin görünmek için süslü giyinelim ki. Bizim padişahımız, vücudun dışına değil, içindeki cevhere bakar" diye ç

21 Eylül 1842 Sultan 2. Abdülhamid Han'ın Doğumu

Sultan ikinci Abdülhamid Han zamanında bütün dünya Müslümanları, halifelik etrafında adetâ kenetlenmişlerdi. Dünyanın çok uzak coğrafyalarında yaşayan Müslümanlar, halîfe ile alâkalı bir söz işittikleri zaman heyecana kapılıyorlardı. Onun bir temsilcisini veya sadece onu gören birini görmek bile onlar için çok mühimdi. Târih kitapları ve seyahatnameler bunların misalleriyle doludur. (UZAKLARI GÖREBİLEN HÜKÜMDAR)

Küfür

  Bir gün bir fakih, bir dükkana kitabını bıraktı ve gitti. Tekrar dükkana geldiğinde, dükkan sahibi fakihe: "Burada bir testere unuttun" deyince, fakih "Ben testere değil, kitap bıraktım" diye cevap verdi. Dükkan sahibi: "Ne fark eder, marangoz testere ile ağacı keser. Siz de insanların boynunu kesersiniz" dedi. İbn Fadl, bu kimsenin öldürülmesini emretti. Bunun sebebi, dükkan sahibinin, fıkıh kitabını hafife almış olmasıdır. Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevi (rah.) (EHL-İ SÜNNET İTİKADI)  

Tahsil

  İnsanın en evvel tahsîl  edeceği şey cehlinin derecesidir. Şemseddin Sâmi (EMSAL)

Velâdet Kandilimiz Mübârek Olsun

    Peygamber Efendimizin (S.A.V.) Doğumu Milâdın 571, Rebîulevvel ayının 12. gecesi, (Nisan ayının 20. günü) Mekke ufukları ağarırken Peygamber Efendimiz, Hz. Muhammed Mustafâ (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) dünyâyı şereflendirdi. Onun doğduğu sabah, âlem başka bir âlem oldu, cihan nurla doldu. Zîrâ onun teşrifleri sıradan bir hâdise değildi. Bütün peygamberlerin geleceğini müjdelediği ins-ü cinnin ve melâike-i kiramın teşriflerini beklediği bir peygamberdi o.. Onun içindir ki; bu gece, geceler içinde benzeri olmayan bir gecedir. Kâinatın en azametli hâdisesi bu gece vukua gelmiştir. Bu gece bütün âlemlerin beklediği bir gecedir.    Peygamber Efendimizin doğduğu gece dünyâda fevkalâde hâdiseler oldu. Şöyle ki: •  O devrin en büyük devletlerinden olan İran Kisrâ'sının (hükümdarının) sarayında, mimarların yıkılmaz dediği on dört sütûn birden çöktü. • Sâvâ gölü kurudu. • Mecûsîlerin uzun müddetten beri sönmeden yakıp tapındıkları ateşgedeleri söndü. •  Müşriklerin Ka'be üzerine koy

Terk

    Hest tâc-ı-ârifandır çâr terk Terk-i-dünya, Terk-i-ukbâ, Terk-i-hesti, terk-i-terk.. (Dört terk vardır ki, ariflerin tacıdır. Dünyayı terketmek, ukbâyı terketmek, varlığı terketmek, terki terketmektir.)     (MİFTÂH-ÜL KULÛB)    

Kötü Huylu İnsan

    Vehb b. Münebbih (rah.): «Kötü huylu insan, kırılmış saksı gibidir; ne saksıdır, ne de çamur.» (İHYÂU ULUMİD-DÎN)  

İyi Hikâyeler

    Kendinizi hangi hikâyelere maruz bıraktığınız konusunda dikkatli olun. Ne olup bittiği konusunda bilgilenmek önemsizdir demiyorum, fakat sürekli olarak kötü haberler hakkında bilgilenmek ne dünya ne de o dünya üzerinde yaşayan insanlarla ilgili dengeli bir görüş kazandırmaz. Bu kötü haberleri dengelemek için, iyimser hikâyeler aramak ve içimizdeki iyimserliği beslemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Philippa Perry (AKIL SAĞLIĞIMIZI NASIL KORURUZ)

Firavun'un Sahtekârlığı

    Haberden geldi. Abdullah bin Ömer (r.a.) hazretlerinden rivayet olundu. Buyurdular: Firavunun zamanında Nîl nehri battı, kurudu. Memleketinin ehli Firavuna geldiler. Ve ona; -"Ey Melik! Bizim hatırımız için Nîl nehrini akıt!" dediler. Bunun üzerine Firavun, onlara: -"Ben sizden râzî ve memnun değilim! Memleketinin halkı tam üç kere gidip gelerek bu sözlerini söylediler. Ve Nil nehrini akıtması için; ona yalvardılar... Sonra yine geldiler ve ona: -"Ey Melik! Susuzluktan hayvanlarımız telef oldu. Çocuklarımız ve gençlerimiz öldüler. Eğer sen Nîl nehrini akıtmazsan; biz de senden başka bir ilâh ediniriz!" dediler. Firavun onlara: -"Sahraya çıkınız!" dedi. Onlar da Firavundan uzaklaştılar. Firavun kendisi tek başına tenhada kaldı. Onu hiçbir kimse görmüyor ve kimse onun sesini işitmiyordu. Firavun yanaklarını ve yüzünü toprağa sürdü. Ve şehâdet parmağıyla işaret etti ve Allâhü Teâlâ hazretlerine şöyle yalvardı: -"Allâhım! (Suçlu) hakîr ve zelil k

Nasib

    Hatta çoğu zaman bir şey, sırf Allah'ın fazlıyla nasib olur da, onun yüzde biri çalışıp çabalamakla nasib olmaz. (MEKTÛBAT-I İMAM-I RABBÂNÎ)

Sene 598

  26 Ağustos mu kastediliyor yoksa 22 safer mi bilemiyorum ama takvime göre bugün Hz. Ali efendimizin (k.v.) dünyayı teşrif ettiği günmüş. O mübarek zâtın, bir kaç hikmetli sözünü burada zikretmek istedim. İstifâde edelim inşâallah. "Şahsî fayda çekip getirmek için büyüklere baş eğme ve yüz suyu dökme! Din yapısında gedik açılır." ❤ "Eşya, birbirine kıyas edildiği ve benzetildiği gibi, insanın tabiatları da yakın (arkadaş)ından anlaşılır." ❤ "Renkten renge giren, sebatsız kimselerin dostluğundan hayır umma. (Onlar) rüzgarın hallerine tutulur ve uyarlar." ❤ "Bahtiyarca yaşamak istiyorsan, kıskançlık, cimrilik ve hırstan kendini ayır." ❤ "Dört şeyin azı da çoktur: Ağrı, fakirlik, ateş, düşmanlık." (HZ. ALİ'NİN (K.V.) ŞİİR VE VECİZELERİNDEN SEÇMELER)

Nasihat

    Nasihat kabul etmeyen, imdâd taleb etmemelidir.     Şemseddin Sâmi (EMSAL)

Dost

    Nihayet dostluklar da her şeyin ucunun kaybedildiği bir zamanda "fotoğraflar kadar kısa ömürlü" oluveriyor. Süreklilik kayıplara karışıyor. Babalarımız gibi girdiğimiz işyerinden emekli olmuyor, doğduğumuz yerde ölmüyor, dost çevremizi de diğer tüketim eşyaları gibi duruma ve menfaate göre değiştirebiliyoruz. Mağara arkadaşının canının yanmaması için, ayağını yılan deliğine uzatan, "gönlüyle o deliği tıkayan" Yâr-ı Gar yok artık. İnsan ilişkilerinin de kullan-at modeline göre şekillendiği bir dünyada, yakınlık mumla aranıyor. Sadakat kol gezmiyor. Kemal Sayar   (MERHAMET DEVRİMİ)  

Yemek

    Kemâle erenler, ancak midelerine gireni kontrol etmekle kemâle erebilmişlerdir. İbrahim b. Edhem (Rah.)     (İHYÂU ULUMİD-DÎN)      

"In The Eye Of The Storm"

    Televizyonda bir belgesele rastladım. İsmi bana bazı şeyleri düşündürttü. "In the eye of the storm" Acaba bazı dillerde bir şeyin merkezi kast edildiği zaman göz kelimesi mi kullanılır? Bunu dillere hâkim olan biri cevaplayabilir belki. Ama biz merkeze kalbi alırız. Fırtınanın kalbinde deriz mesela. Biz en başta kalbimizde imânımızı muhâfaza etmeye çalışırız. Merhametimiz, vicdanımız kalbimizdedir. Sevgilerimiz hatta sevmediklerimiz dahi kalbimizdedir. :) Belki de hakiki iman olmayınca; kalbin de bir değeri olmuyor vücutta.     Müfred

İşte Öyle Bir Arkadaş Ki

  Kitaplar öyle bir dost, öyle bir arkadaştır ki; insana bağırmaz, kızmaz. Ağzı var dili yok derler ya hani, işte öyle bir arkadaş gibidirler. Bizi rahatsız etmez, vazifelerimizi hatırlatır ve gaflet uykusundan bizi uyandırırlar. Bir gün bile üzülmemize sebep olmadan bizi eğlendirir ve eğitirler. Muallim Nâci (İLLA EDEP)  

Size de Çok Tanıdık Gelmiyor Mu?

 32— Bundan dolayı İsrail oğullarına, kitapta bildirdik ki, kim kısas gerekmeksizin veya yeryüzünde fesad çıkarmaksızın bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kişiyi yaşatırsa (yani öldürmezse) bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur. And olsun ki peygamberlerimiz onlara mucizeler getirdiler. Sonra, onlardan birçoğu, bu mucizelerin arkasından yine yeryüzünde (fesad ve cinayetle) israf edicilerdir. 33— Allah 'a ve Peygamberine karşı harp ederek yer yüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezası, ancak ve ancak tepelenmeleri veya asılmaları yahut elleriyle ayaklarının çapraz kesilmesi veya o yerden sürgün edilmeleridir. Bu ceza, onlara dünyada bir kepazeliktir. Ahirette ise kendilerine büyük bir azap vardır. 36— Küfredenler yok mu? Yeryüzündeki bütün varlıklarla bir o kadarı daha onların olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için bunları fidye olarak verseler yine kendilerinden kabul edilmez. Onlara çok acıklı bir azap vardır.   (El Mâide Sures

Çok Zordur

    Dünyada üç şey çok zordur: Fakir olduğu halde cömertlik yapmak, yalnız ortamlarda zühdden ayrılmamak ve zararından korkulan adamın karşısında doğruyu söylemek.     İmam Şâfi hazretleri (rah.)    

Ayıp

        "Kimsenin aybını görüp kılma zinhar âşikar Günde yüz bin aybın örterken Rabbu'l-âlemîn."   Kanuni Sultan Süleyman  

Onlar Bir Ümmetti Geldi Geçti

Evliyaullahın menkıbelerini okumak, güzel insanların güzel hallerini tefekkür etmek insana ne büyük bir lezzet veriyor. Ve lâkin geçmişte yaşamış bu güzel insanları düşünmek ve kendimizde bu halleri görememek de ne büyük bir ızdırap. Nerede bu güzel insanlar? Rabbimizin buyurduğunu tekrar etmekten kendimi alamıyorum. "Onlar bir ümmetti, (geldi) geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Ve siz onların yaptıklarından mes'ûl değilsiniz." (Bakara Suresi 141) Müfred

Bin Sene Ve Bir Lahza

    Cüneyd-i Bağdadî (k.s.) hazretleri buyurdular:   Sıddık olan bir kişi, bin sene, Allahü Teâlâ hazretlerine yönelse ve daha sonra bir lahza Allahü Tealâ hazretlerinden yüz çevirse; gerçekten o sıddîk kişinin bir anda kaybettikleri; bin senede nail olduklarından daha fazla ve daha çoktur.      İsmail Hakkı Bursevi (rah.) (RÛHU'L BEYÂN TEFSİRİ)  

Beytül Mâl

    Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)'e Hayber Savaşı'nda Sahâbe-i Kirâm'dan bir zâtın vefat haberi verildiğinde; "Arkadaşınız üzerine namaza durunuz (Ben bu namazda bulunmayacağım)" buyurdu. Bunu duyan insanların (taaccüpten) yüzleri değişti. Sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Muhakkak ki sizin arkadaşınız, Allah yolunda savaşılırken elde edilen ganimet malından aşırarak hıyanet etmiştir." buyurdu. Zeyd bin Halid (r.a.) buyururlar ki: "O kimsenin eşyasını araştırdık ve gördük ki aşırdığı şey, iki dirhem bile etmeyen bir Yahudi boncuğu imiş." (SOHBETLER 2)  

Fâniyi Bâkiye Tercih Etmek

    İnsanlar ölmek için doğar, harap olmak için yaşar, fâni şeyler için çabalayıp bâki kalacak şeyleri ise bırakırlar! Üzerinde iyice düşünülmesi gereken iki sevilmeyen şey, ölüm ve fakirliktir. Ebû Zer el-Gıfarî (r.a)   (HİLYETU'L EVLİYÂ)

Rol Model

      Çocuk büyüdükçe hayalî kahramanlar yerine tarihteki şahsiyetlerle, ilim ve san'at insanlarıyla, başarılı olmuş kişilerle karşılaşmalıdır kitaplarda. Çünkü onun rol-modellere ihtiyacı vardır.   İdris Eren   (EĞİTİMİN ABÇ'Sİ)

Aşura Günü

  Aşura gününün üstünlük sebebi hakkında bize geniş bilgiler gelmiştir. Bunlara göre bugün Hz. Âdem'in (a.s) tevbesi kabul edildi, yine Hz. Adem (a.s) bu gün yaratıldı ve cennete girmesi de bugüne rastlar. Arş, kürsî, gökler, yeryüzü, güneş, ay, yıldızlar ve cennet bugün yaratıldı. Hz. İbrahim bugün yaratıldı ve yine bu gün ateşten yanmaksızın kurtuldu. Yine bugün Hz. Musa (a.s) ile yanındaki müminler, suda boğulmaktan kurtuldular, Firavun ve adamları bugün boğuldu. Hz. İsa (a.s) bugün doğdu ve yine bugün göğe çıkarıldı. Yine bugün Hazreti İdris (a.s) göğe çıkarıldı. Nuh'un gemisi bu gün Cûdî tepesinde karaya oturtuldu.  Hz. Süleyman'a muhteşem saltanat bugün verildi. Hz. Yunus (a.s) balığın karnından bugün çıkarıldı. Hz. Yakub'un (a.s) bugün gözleri yeniden açıldı. Hz. Yusuf'un kuyudan çıkarılması bugüne rastlar. Hz. Eyyub (a.s) tutulduğu hastalıktan bugün kurtuldu. Yeryüzüne ilk yağmurun düşmesi de bugüne rastlar. İmam-ı Gazâli (rah.) (MÜKÂŞEFETÜ'L KULÛB) Bugü

Açık Kapı

    Kendinden haberi olmayanın biri, Allah'a yalvarıyor 'Ya Rabbi, lütfet de bana bir kapı aç" diyordu. Tesadüfen Rabia (rah.) da orada oturuyordu. Dedi ki: A gâfil, bu kapı ne vakit kapalıydı ki?   (MANTIKU'T-TAYR)  

Örümceğin Evi

    Allah Teâlâ, müşrik olanların cezâsını peşin vermek suretiyle imha ettiğini; yalanlayanlara da ahirette azâb edeceğini ve onlara her iki dünyada, taptıkları o şeylerin fayda vermediğini ve tapanlardan, taptıkları o şeylere karşı yaptıkları o rükû ve sücudlarının hiçbir şeyi savuşturmadığını beyan edince, onun (Allah’dan başka şeyleri) mabûd edinmesini ne barındıran, ne de oturmaya elverişli olan örümceğin evine benzetmiştir. Cenabı-Hak, şirk-i hâfinin (riyâ gibi şeylerin) bâtıl olduğuna bir işâret olsun diye, “Allah’dan başka veliler (dostlar) edinenler..” deyip, "Allah’dan başka ilahlar edinenler..." dememiştir. Çünkü başkasına gösteriş olsun diye Allah'a ibadet eden, Allah’dan başka bir dost edinmiş olur. Bunun durumu da yine, ördüğü ağı ev edinen örümceğin durumu gibidir.    Ankebut Suresi Fahruddîn Er-Râzî (rah.) (TEFSÎR-İ KEBÎR)

İzleyiciler