El-Edebü'l Müfred

Kayıplardan sonra, kalan sadece geçmişi hatırlamak oluyor. İyi veya kötü anılar. Geleceğe dair ise ahiret hayatı var elbette. Sorulamamış sorular ve hâliyle alınamamış cevaplar. Hepsinin alınacağı bir günü bekleme dönemini yaşıyoruz. Müfred

    “Fahr-i âlem bakmadı dünyaya fakr etti kabul Ol mübarek cismine bak gör ki şal üstündedir.” Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman Han) “Alemin övüncü olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.), dünyaya dönüp bakmadı ve fakr halini kabul etti. Nitekim ipeklerin değmeye can attığı mübarek bedenine baksan, onu kuru bir şal üstünde görürsün.” (İNSAN VE HAYAT DERGİSİ)

    «The Moslem World» mecmuasının müdürlerinden müteveffa rahip Samuel M. Zwemer, misyonerlerin İslâm ülkelerindeki menfi tesirlerini şu cümleleriyle itiraf etmektedir: «İslâm memleketlerindeki misyoner teşkilâtı faaliyetinin iki cephesi vardır: Yapıcı ve yıkıcı, veya başka bir tabirle eritici ve yeniden şekil verici. Meselâ, Türkiye'deki muazzam değişikliklerin muharriki Batı Medeniyetinden ziyade misyonerlerde aranmalıdır. Mısır'da ve bütün İslâm âleminde de durum aynen böyledir. Bu memleketlerde tanassur eden müslümanların sayısını öğrenmek için «Vaftiz istatistiklerine» bakmamalıdır. Zira biz şuna eminiz ki, günümüzde yüzlerce müslüman kalplerinden İslâm imanını çıkarmışlar ve hıristiyan dinine gizlice inanmaya başlamışlardır. Onların müslümanlığı sözdedir.»    Türkiye'de Misyoner Faaliyetleri  

   Yakınlık, sevgiye muhtaçtır, fakat sevginin yakınlığa ihtiyâcı yok, denilmiştir.   (İHYÂU ULUMİD-DÎN)  

  "Bizim sükûtumuzdan faydalanamayanlar, kelamlarımızdan da faydalanamazlar."   Şah-ı Nakşibend hazretleri (rah.)

İnsan daha önce hiç kullanmadığı bir alet alsa, bunu kullanabilmek için kullanma kılavuzunu okumak durumundadır. Oysa hiçbir şeyden habersiz bu dünyaya geldiğinde; bu hayatın da bir kılavuzu olması gerektiğini bilmeli ve bu kılavuzları aramalıdır. Müfred

    Mütalâa (okuma) hüznü ve kederi mutlaka giderir. Kalbin en rikkatli ve en zengin noktalarını uyandırır, duyguları harekete geçirir.   İmam Şâfi hazretleri (rah.)  

    Hikmet ehli bir zâta, “Filan adamın ölüm sebebi nedir? diye sorulmuş. O da “Dünyâya gelmesidir!” demiş. (TEBESSÜM VE TEFEKKÜR)

    "Emel, çöldeki seraba benzer; göreni sevindirir, yanına varanı üzer ve mağdur eder. Edîblerden biri (YÜCE HEDEFLER KİTABI)  

  Bu yazıyı takvimde okuduktan sonra buraya yazmak istedim. Bir çok yazıyı okuyup geçiyoruz. Ve sonra da unutuyoruz tabii. Bir yerlere not etmekte fayda var. Belki okuyanlara da faydası olur. Kalem Sûresi’nin 51. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Ve az kaldı ki o kâfir olanlar, o zikri işittikleri vakit, az daha seni gözleri ile kaydırıvereceklerdi…” buyurulmuştur. Yani müşrikler, düşmanlık ve hasetlerinden sana öyle buğz ve husumet nazarıyla bakıyorlar ki Hazret-i Allâh korumasa neredeyse senin ayaklarını kaydıracaklar, demektir. Hasan-ı Basrî (rah.) Hazretleri: “Göz değmesine deva, bu (Kalem Sûresi’nin 51.) âyet-i celîlesini okumaktır.” demiştir.   ...   Bismillahirrahmânirrahîm Ve iy-yekâdülle z iyne keferû leyüzligûneke bi ebsârihim lemmâ semiu zz ikra ve yegûlûne innehû lemecnûn. Okunuşunu yazmaya çalıştım. Altı çizgili harfler peltek okunuyor. Üstünde çizgi olanlar da uzatılıyor. 

    Ev dışında iken ütüyü fişte unuttuğunuzdan korktuğunuz kadar, evde dururken çocuğunuzu da fişte, internette unuttuğunuzdan korkmalısınız. Fişte unuttuğunuz çocuğunuzun beyni, kalbi yanıp, kararabilir. (DİJİTAL MAHREMİYET)  

      Şakîk-ı Belhî rahimehullâh buyurdu: “Beş şeyi aradık, onları şu beş şeyin içinde bulduk: Rızkımızda bereket aradık, duhâ (kuşluk) namazında bulduk. Kabirlerimiz için nûr aradık, gece namazında bulduk. Münker ve Nekîr’e, kabirde nasıl cevap vereceğimizi aradık, Kur’ân-ı Kerîm’i çok okumakta bulduk. Sırât’tan nasıl geçebileceğimizi aradık, oruç tutmak ve sadaka vermekte bulduk. Kıyamet günü mahşer meydanında Arş’ın gölgesine nasıl gireceğimizi aradık, Hazret-i Allâh’a ihlasla kullukta bulduk.”

    Geçmişte kürre-i arzda en çok fetih yapan o şanlı neslin torunları, 21. yüzyılda internette en çok sörf yapan milletlerin başında geliyor. Peki, bu uçsuz bucaksız, yer yer de karanlık okyanusta sörf yaptıktan sonra kaçımız karaya sağ salim varabiliyor? Fikrinde ve zikrinde sabit kalabiliyor? Sanal alemlerin 'aşırı bilgi yükü' (information overload) altında, gün be gün ezilen internet nesli 'internet bilgisi'ne teslim olurken aslında ilimden ve kültürden kopuş yaşamakta.     (DİJİTAL MAHREMİYET)  

  Hz. Ömer. (r.a) oğullarından birini bayram günü sadece yırtık bir gömlek içinde görünce ağlamaya başlar. Oğlu ona "Niye ağlıyorsun?" diye sorar. Hz. Ömer (r.a) oğluna; "Yavrum, bayram günü seni çocuklar bu yırtık gömlekle görünce hayal kırıklığına düşeceğinden çekiniyorum" diye cevap verir. Oğlu da ona "Ancak Allah'ın rızasından mahrum kalan veya ana-babasına asi olanlar hayal kırıldığına düşerler. Ben ise senin hoşnutluğun sayesinde Allah'ın rızasını kazanacağımı umuyorum" diye cevap verir. Bunun üzerine Hz. Ömer gözyaşları içinde oğlunu bağrına basar ve ona dua eder.   (MÜKÂŞEFETÜ'L KULÛB)  

Dünya için çalışanlara göre cimrilik; insanın malından cimrilik yapmasıdır. Âhiret için çalışanlara göre ise; insanın Allâhü Teâlâ'ya ibadette cimrilik yapması, gevşeklik göstermesidir. Eslem bin Yezîd-i Cühenî hz.  

  Ey kara günde bir avuç günahkâra şefaat eden, lütfet.. Şefaat mumunu yak! Yak da pervane gibi etrafına toplananların arasından kalkayım, kanatlarımı çırparak o muma atılayım! Senin şefaat mumunu apaçık gören, canını isteyerek pervane gibi feda eder. Feridüddin Attar (rah.)   (MANTIKU'T-TAYR)

Yusuf aleyhisselam'ın aç durduğu günler: "Canım, Mısır hazineleri elinin altında, aç durmana sebep nedir?" dediklerinde: "Tok olursam fukaranın hâlinden gâfil kalabilirim diye korkuyorum. Onun için fakirlerin mübtelâ olduğu açlığın kendimde de her zaman mevcudiyetini arzu ediyorum. Ki ben ondan incinip eza gördükçe halkın ızdırap ve derdini dindirmekte acele edeyim." cevabını vermiştir. (YÜCE HEDEFLER KİTABI)

En faydalı akıl, sana Allâhü Teâlâ'nın nimetlerini gösteren, o nimetlere karşı şükretmen için yardımcı olan ve nefsinin isteklerine engel olan akıldır. Ahmet bin Âsım (rahmetullahi aleyh)

  Vaktin nakitten bir farkı var: Zamanı biriktiremeyiz; ya boşa harcarız ya da değerlendiririz... İdris Eren   (EĞİTİMİN ABÇ'Sİ)  

    "Hidâyet yoluna tâbi ol, hak yolundakilerin azlığı seni korkutmasın. Dalâlet yollarından sakın, ona sapıp helâk olanların çokluğu da seni aldatmasın."   Fudayl bin lyaz (rah.)