Anadolu Türkçe'sini bundan 700 yıl önce, şevka gelmiş bülbül gibi söyleten, büyük, Hak şairi Yunus Emre, bir şiirinde;
Yunus Emre'm oldu fakir.
Ecel ensesini dokur.
Gönül kitabından okur.
Eline kalem almadı.
Diye övünür. Ele kalem almak, okuma yazma bilmek; mektep medrese görmüş olmaktır. İlimleri ve ilimlerin en gerçeği olan Allah bilgisini bu yollardan öğrenmek de bir yoldur ama, Yunus Emre, Tanrısını gönül yoluyla bulup, o büyük gerçeğe irfanla varmayı okumaktan da üstün sayar.
Yunus Emre'm oldu fakir.
Ecel ensesini dokur.
Gönül kitabından okur.
Eline kalem almadı.
Diye övünür. Ele kalem almak, okuma yazma bilmek; mektep medrese görmüş olmaktır. İlimleri ve ilimlerin en gerçeği olan Allah bilgisini bu yollardan öğrenmek de bir yoldur ama, Yunus Emre, Tanrısını gönül yoluyla bulup, o büyük gerçeğe irfanla varmayı okumaktan da üstün sayar.
Kalem sözü, belki de İslam inanışındaki «hem kalem, hem kılıç sahibi olmanın fazileti yüzünden, Türk'ün hem kahramanlığını hem eli kalem tutar olmakta gördüğü güzellikleri bir kalemde ifade ettiği için, dilimizde çok manalı, bol manalı bir söz olmuştur. Kur'an-ı Kerim'de bir Kalem Sûresi vardır. Bu kalem, hokkada duran ve hokkada durdukça harfleri ve sözleri dile getiremiyen mürekkebin, bir lisan bulmasına ilahi bir lisan haline gelerek, gözlere ve gönüllere bilgilerin en yücelerini vermesine alet olduğu için mukaddes vazife görür. Kalem, ilimleri, fikirleri meydana çıkaran bir aziz vasıtadır.
Türkçede güzel kalemi olmak, veya kalemi güzel olmak hem şekil, hem ifade bakımından, güzel yazı yazmaktır.
İnce yapılmış türlü el işi sanatlariyle meydana getirilmiş işlere de kalem işi denmesi, kalemin inceliğindendir. Halk, tülbend kadar ince kumaşlara nakışlar çizerek, yazmalar boyayarak meydana getirdiği resim sanatı eserlerine bunun için kalem işi, kalemkâri der. Buna mukabil, taşları, madenleri yontmak, onlardan güzel sanat eserleri meydana koymak için kullanılan, sivri, çelik uçlu, demir çubuklarına da yine kalem denir. Taşçı kalemi, hakkak kalemi, böyle kalemlerdendir.
Kalem aşısı, kalem gibi ince bir ağaç dalını bir başka ağaca aşılamaktır. Burada kalem, kötü meyva veren ağacı, güzel meyva veren bir ağaç haline kor.
Kalem, defa çeşit manasına da gelir. Bir kalemde bunca eşya bağışladı demek, bu kadar büyük işi bir defada yaptı demektir. Türkçede çok pek çok yerde ve mânâda kullanılan kalem sözünü bunun için bir kalemde söylemek, kalem dilini bir kalemde tarif etmek mümkün değildir.
Nihad Sâmi Banarlı
9 Ocak 1976
(SEBİL GAZETESİ)
banarlı öğretmen, yazarların edebiyat anılarında rastlıyorum ona :)
YanıtlaSilBen de burada okudum yazısını. Daha önce bir yerde rastlamış mıydım hatırlamıyorum.
Sil