Yavuz Sultan Selim Han devlet işlerinde kat'i programla hareket ederdi. Herhangi bir devlet işini kesin olarak meydana koymadan evvel vezirlerin ve sair alâkadarların mütalâalarından istifade eder ve günlerce düşünür, vermiş olduğu karardan da asla geri dönmezdi. Zekası, azim ve irade kudreti, uzak görüşlülüğü sayesinde her türlü tehlikeyi bertaraf etmeyi bilmişti. Sert mizacına rağmen çok yumuşak kalpliydi. Kendisine muhalif söylenen açık sözleri dinler ve hatası varsa kabul ederdi. Meclislerinde edib ve şairler hazır bulunur, ilmî ve edebî sohbeder yapılırdı. Gösterişten hoşlanmayan Yavuz, her türlü israf ve debdebeye karşıydı. Sadeliği sever, "mücevveze" denilen başlık yerine kendi adıyla anılan "selîmî" kavuk giyerdi. Niçin böyle giyindiği sorulduğunda "vezirlerin ve beylerin süslü giyinmeleri, padişahlarına saygıdan ileri gelir. Biz kime şirin görünmek için süslü giyinelim ki. Bizim padişahımız, vücudun dışına değil, içindeki cevhere bakar" diye ç